İçerikler
ToggleTeknoloji geliştirme bölgeleri yani teknokentler, Türkiye’de girişimciler ve Ar-Ge odaklı işletmeler için büyük fırsatlar sunuyor. Özellikle vergi avantajları sayesinde şirketler hem maliyetlerini düşürüyor hem de ürün geliştirme süreçlerine daha fazla kaynak ayırabiliyor. 2025 yılında yürürlükte olan teşvikler, hem yeni kurulan girişimlerin hem de büyümek isteyen mevcut işletmelerin önünü açıyor. Bu kapsamlı yazıda teknokentlerin sağladığı vergi avantajlarını, yasal düzenlemeleri, destek kapsamlarını ve girişimcilere sunduğu fırsatları detaylı olarak inceleyeceğiz.
Teknokent Nedir ve Neden Önemlidir?
Teknokent, üniversiteler ve sanayi arasında işbirliği kurarak girişimcilerin Ar-Ge ve yazılım tabanlı projeler geliştirmesine imkân tanıyan teknoloji geliştirme bölgeleridir. Bu bölgelerde faaliyet gösteren şirketler, normal ticari işletmelere göre ciddi vergi avantajlarına sahiptir. Devletin bu teşvikleri sunmasının temel amacı, inovasyonu desteklemek, yerli teknolojiyi geliştirmek ve global pazarda rekabet edebilecek girişimler yetiştirmektir.
2025 yılında Türkiye genelinde 100’ün üzerinde teknokent faaliyet göstermektedir. Her bir teknokent, girişimcilere ofis imkânı, altyapı, üniversite laboratuvarlarına erişim ve yatırımcı bağlantıları sağlamaktadır. Ancak en cazip yönü, hiç şüphesiz vergi muafiyetleridir.
Teknokent Vergi Avantajlarının Genel Çerçevesi
Teknokentlerde sağlanan vergi avantajları yalnızca belirli faaliyetler için geçerlidir. Buradaki temel kriter, işletmenin teknokent sınırları içinde yürüttüğü Ar-Ge, yazılım ve tasarım faaliyetlerinden elde edilen gelirlerdir. Satış, pazarlama veya bölge dışındaki faaliyetlerden elde edilen gelirler bu istisna kapsamına girmez.
2025 itibarıyla geçerli başlıca vergi avantajlarını şu şekilde özetleyebiliriz:
-
Kurumlar vergisi muafiyeti
-
Gelir vergisi muafiyeti
-
Damga vergisi muafiyeti
-
Katma Değer Vergisi (KDV) muafiyeti
-
Gümrük vergisi muafiyeti
-
SGK işveren payı desteği
-
Nitelikli personel desteği
-
Asgari kurumlar vergisi yükümlülüğü
Her birini tek tek detaylı inceleyelim.
Kurumlar Vergisi Muafiyeti
Teknokentlerde en çok dikkat çeken teşviklerden biri kurumlar vergisi muafiyetidir. Normal şartlarda işletmeler elde ettikleri kâr üzerinden kurumlar vergisi ödemek zorundadır. Ancak teknokentlerde, yazılım, Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerinden elde edilen kazançlar 31 Aralık 2028’e kadar kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.
Bu muafiyet, girişimcilerin kazançlarının çok daha büyük bir kısmını şirket içinde tutarak yeni yatırımlara yönlendirmesine olanak tanır. Özellikle yazılım şirketleri için büyük avantaj sağlar çünkü ürün geliştirme süreçlerinde genellikle yüksek iş gücü maliyeti bulunur.
Gelir Vergisi Muafiyeti
Teknokentlerde çalışan Ar-Ge, yazılım ve tasarım personelinin maaşları üzerinden alınan gelir vergisi, 2025 yılında da %100 oranında muafiyet kapsamındadır. Yani teknokentte çalışan mühendis, yazılımcı veya araştırmacıların maaşlarından gelir vergisi kesilmez.
Bunun yanı sıra, destek personeli de belirli ölçüde bu muafiyetten yararlanır. Ar-Ge personeli sayısının %10’unu aşmamak kaydıyla destek personelinin maaşları da gelir vergisinden muaftır. Eğer ekip küçük ölçekliyse bu oran %20’ye kadar çıkabilir.
Bu uygulama, hem işletmenin personel maliyetini düşürür hem de nitelikli iş gücünün teknokentlerde çalışmasını teşvik eder.
Damga Vergisi Muafiyeti
Damga vergisi, imzalanan sözleşmeler, bordrolar ve resmi belgeler üzerinden alınan bir vergidir. Ancak teknokentlerde Ar-Ge personeline ödenen maaşların bordroları, sözleşmeler ve bazı resmi belgeler damga vergisinden muaftır.
Bu da şirketlerin operasyonel giderlerinde önemli bir tasarruf sağlar. Özellikle çok sayıda çalışanı olan girişimlerde damga vergisi muafiyeti ciddi maliyet avantajı yaratır.
KDV Muafiyeti
Teknokentlerde geliştirilen bazı yazılım ve hizmet türleri Katma Değer Vergisi’nden muaftır. Bu kapsama giren yazılım ve hizmetler arasında sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, mobil uygulamalar ve sektörel yazılım çözümleri bulunur.
Ayrıca, teknokentlerde faaliyet gösteren şirketlerin Ar-Ge projeleri kapsamında satın aldığı makine, teçhizat ve ekipmanlar da KDV’den muaftır. Bu durum, ürün geliştirme sürecinde gerekli yatırımları daha düşük maliyetle yapabilme imkânı tanır.
Gümrük Vergisi Muafiyeti
Ar-Ge ve tasarım projeleri kapsamında yurt dışından ithal edilen makine, ekipman ve malzemeler, gümrük vergisi ve ek mali yükümlülüklerden muaftır. Bu, özellikle donanım geliştiren veya laboratuvar ekipmanı ithal eden firmalar için büyük avantajdır.
Gümrük vergisi muafiyeti, şirketlerin ithalat maliyetlerini ciddi oranda düşürerek ürün geliştirme süreçlerini hızlandırır.
SGK İşveren Payı Desteği
Teknokentlerde faaliyet gösteren firmalar, Ar-Ge ve destek personeli için ödedikleri sosyal güvenlik priminin %50’si oranında devlet desteği alır. Yani işletmeler, çalışanlarının SGK priminin yalnızca yarısını öder.
Bu destek, girişimlerin personel maliyetlerini azaltarak daha fazla nitelikli çalışana yatırım yapabilmesine olanak sağlar.
Nitelikli Personel Desteği
2025 yılında da devam eden önemli teşviklerden biri, nitelikli personel desteğidir. Matematik, fizik, kimya ve biyoloji gibi temel bilimlerden mezun olan Ar-Ge personeli için devlet, asgari ücret tutarında maaş desteği sağlar. Bu destek iki yıl boyunca geçerlidir.
Ayrıca, doktora derecesine sahip personel için de benzer şekilde maaş desteği bulunmaktadır. Bu uygulama, teknokentlerde daha fazla akademik bilgiye sahip personelin istihdam edilmesini teşvik eder.
Minimum Vergi Yükümlülüğü
2025 yılı itibarıyla Türkiye’de tüm şirketler için getirilen yeni düzenleme ile, teşviklerden yararlanılsa dahi en az %10 oranında kurumlar vergisi ödeme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu uygulama, devletin taban vergi gelirini garanti altına almayı amaçlar.
Yani teknokentlerdeki şirketler, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlansa bile kazançlarının belirli bir kısmı üzerinden en az %10 oranında kurumlar vergisi ödemek zorundadır.
Vergi Avantajlarının Uygulanma Şartları
Teknokent vergi avantajlarından yararlanabilmek için bazı koşulların sağlanması gerekir:
-
Şirketin resmi olarak teknokentte kayıtlı olması gerekir.
-
Vergi istisnaları yalnızca teknokent sınırları içinde yürütülen faaliyetlerden elde edilen gelirler için geçerlidir.
-
Ar-Ge dışındaki faaliyetler, örneğin pazarlama veya satış faaliyetleri, muafiyet kapsamına girmez.
-
Gelir vergisi ve damga vergisi muafiyetinde brüt maaşın asgari ücretin 40 katını aşan kısmı istisna kapsamına girmez.
Teknokent Vergi Avantajlarının Girişimcilere Katkısı
Vergi muafiyetleri ve teşvikler sayesinde girişimler:
-
Daha fazla bütçeyi ürün geliştirmeye ayırabilir.
-
Nitelikli çalışanları daha kolay istihdam edebilir.
-
Yatırımcılar için daha cazip hale gelir.
-
Uluslararası rekabet gücü kazanır.
Özellikle startup ekosisteminde maliyetlerin düşürülmesi, girişimlerin hayatta kalma oranını ciddi şekilde artırır.
Genel Değerlendirme
2025 yılında teknokentlerde sunulan vergi avantajları, girişimcilik ve Ar-Ge odaklı projeler için kritik öneme sahiptir. Kurumlar vergisi, gelir vergisi, damga vergisi, KDV ve gümrük vergisi muafiyetleri; SGK ve nitelikli personel destekleri ile birleştiğinde teknokentler, girişimcilerin mali yükünü büyük ölçüde hafifletir.
Bununla birlikte, asgari %10 kurumlar vergisi uygulaması şirketlerin tamamen vergiden muaf olmayacağını gösterir. Yine de sağlanan teşviklerin toplamı, işletmeler için önemli bir finansal avantaj yaratmaktadır.
Kısacası teknokentler, yalnızca inovasyonu destekleyen değil aynı zamanda vergi avantajlarıyla girişimlerin büyümesini hızlandıran güçlü bir ekosistemdir. 2025 yılı itibarıyla da bu avantajların hem startuplar hem de büyük ölçekli işletmeler için cazibesini koruduğu söylenebilir.